
William Dafoe Jr. üç Akademi Ödülü adaylığı bulunan Amerikalı sinema ve tiyatro oyuncusu. Kariyerinde The Last Temptation of Christ, Örümcek Adam film serisi ve Platoon gibi kaliteli filmlerde oynamıştır.
Biz de bu evrede sizlere en iyi 10 Williem Dafoe filmlerini derledik.
İrlanda asıllı ikiz kardeşler Connor ve Murphy McManus, Boston’da yaşamaktadırlar. Dindar insanlar olan bu ikili, Tanrı’nın kendilerine dünyayı kötülüklrden korumak misyonu yüklediğine inanarak, Boston’un azılı suçlularını ortadan temizlemeye başlar. Kurbanlar kötü insanlar olunca, halktan kimse paniğe kapılmaz.
Aslında, ikizlerin peşine düşen FBI ajanı Paul Smecker bile, kendisinin yapmak isteyip yapamadığı birşey olarak görmektedir bu temizliği. Veritas (hakikat) ve Aequitas (adalet) kavramlarını kılavuz edinen kardeşler, arkalarında halk desteğiyle yollarına devam etmektedir ki, oyunlarını bozdukları kesim bu işe bir son vermekte karar kılar…
Kısmen siyah beyaz, kısmen renkli çekilmiş olan film, barındırdığı şiddet ve argoyla sert bir kimlik taşıyor. Buna mukabil, belirgin bir mizah dozu da var…
Togo, kasabayı etkisi altına alan salgının tedavi edilmesi için zorlu bir yolculuğa çıkan bir adam ve köpeğin hikayesini konu ediyor. Ölümcül bir salgın Alaska’nın Nome kasabasını etkisi altına almıştır. Tek tedavi imkanı 600 mil ötedeki kasabadadır. Kasabada bulunan antitoksin serumun getirilmesi gerekir ancak bu pek de kolay bir iş değildir.
Kasaba halkı, serumun getirilebilmesi için köpek eğitmeni olan Leonhard Seppala’dan yardım ister. Yardım etmeyi kabul eden Leonhard Seppala, cılız görünümlü, yaşlı bir Sibirya kurdu olan Togo ile birlikte yola koyulur. Togo’yu yavru olduğu dönemden beri tanıyan Seppala’nın eşi Constance, Togo’nun her koşulda cesaret ve sadakat göstereceğinden emindir. Serumun bulunduğu kasabaya adım adım yaklaşan Seppala ve Togo, yolculuk sırasına korkunç bir fırtınayla karşı karşıya kalır. -70 dereceye varan soğukta Togo ve Seppala büyük bir yaşam mücadelesi verecektir.
Irkçı geçmişiyle tanınan, ABD’nin güney eyaleti Mississipi’de, 60’lı yıllarda bir zenci için yaşam hiç de kolay değildir. Bunu değiştirmek için çalışan 3 insan hakları eylemcisinin ortadan kaybolması iki FBI ajanının bölgeye gelmesiyle sonuçlanır.
Kendisi de bir Güneyli olan tecrübeli ajan Anderson, oralılarla nasıl iletişim kurulacağını gayet iyi bimektedir ve soruşturmayı kendine has yöntemlerle yürütür. Genç Ajan Ward ise daha çok idealisttir ve delilleri ince eleyip sık dokumaktadır. İki ajanın yanısıra valiyi, şerifin bürosunu, Ku Klux Klan’ı ve göründüğünden daha fazlasını barındıran esrar perdesini kaldırmak kolay olmayacaktır.
Alan Parker’ın 7 dalda Oscar’a aday olup, Peter Biziou’nun usta kamerası sayesinde ödüle uzanan filminin Altın Küre adaylıklarının yanısıra 2 BAFTA’sı ve Berlin’den de bir Gümüş Ayı’sı var. Gene Hackman, Willem Dafoe ve Francesca Dorman gibi usta isimlerle taşlanan film, konusunu gerçek bir olaydan alıyor.
Patrick Bateman, aileden zengin bir adamdır. Gençliği ve yakışıklı olması, kendisine hem işinde hem de sosyal hayatında avantajlar sağlamaktadır. Oldukça sıradan bir hayata kapılıp gidiyormuş gibi görünen Bateman’ın hayatının karanlık tarafın ise oldukça derinliklidir. Bateman, insanları sebepsiz yere öldürmekten hoşlanan ve öldürdüğü insanların vücutlarından hatıra olarak aldığı parçaları evinde saklayan bir akıl hastasıdır. Bunu kendisi dışında kimse bilmemektedir.
1930’lu yıllarda İstanbul ve Paris arasında sefer yapan ünlü Şark Ekspresi’nde bir cinayet işlenir. Amerikalı bir milyoner trende ölü bulunur.Trende çok sayıdaki yolcu arasında ünlü Belçikalı dedektif Hercule Poirot da vardır.Trenin kara saplanıp durması, Poirot’a yerel yetkililer duruma el koymadan önce cinayeti çözmesi için birkaç saat zaman verecektir.
kaynak: beyazperde.com
0
0
0
0