
Hayatı artık istesek de istemesek de bu süreçte dört duvar içine sığdırmak mecburiyetindeyiz. Gerek ailemize, gerek insanlara yararlı olmak amacıyla #evdekal kuralına uymamız tüm dünya vatandaşlarının bir görevi. Tabi ki bu süreçte bir sinefil olarak sizlere beş adet kaliteli film önerisi hazırladım..
Bir banliyöde oturan 14 yaşındaki bir kız 1970 yılında, Pensilvanya’da bir komşusu tarafından öldürülür. Bu genç kız yaşadığı hikayeyi cennet ile dünya arasında bir yerden anlatmaktadır. Etafındaki insanların, ölü bir bedeni ararlarken nasıl da değiştiklerini, çektikleri acıları, katilinin neler yapmakta olduğunu izler. Onlara destek olmak için çırpınır durur. Film Alice Sebold’un aynı adlı romanından uyarlanmıştır. Başroldeki Saoirse Ronan Oscar ödüllü bir oyuncudur ve filmde başka ödül sahibi oyuncularla beraberdir.
Evan, mesleği gazeteciliği bir kenara bırakarak ilgiyle siyaset yoluna girmiştir. Bu konudaki ilgisi o kadar nettir ki tüm yaşamını değiştirmeye bile razı gelmiştir. Buffalo’dan taşınıp Virginia’ya taşınarak bambaşka bir çevre edinmiştir. Her şey kendi seçtiği yönde bir akıştayken bir gün bir ziyaretçisi ile burun buruna gelir. O andan itibaren de hayatı ummadığı ölçüde değişecektir. Ziyaretçisi, insan suretinde karşısında dikilen Tanrı’dır. Evan’dan, Nuh’un gemisinin bir benzerini yapmasını ister. Bu isteği kabul eden Evan’ın her şeyi değişirken ailesi, olan bitene ve onun tuhaf tavırlarına anlam verebilmek için uğraşır. Bir devam filmi olarak aynı derece keyif verici görünüyor.
Sadece 1 milyon dolara mal olmasına rağmen sadece ülkesi ABD’de 60 milyon dolara yakın hasılat yapan senenin korku olayı Ruhlar Bölgesi, Testere, Dead Silence ve Death Sentence gibi filmlerle janrada rüştünü ispatlayan James Wan’ın imzasını taşıyor. Astral yolculuk olarak bilinen fenomeni, ürkütücü biçimde gözler önüne seren film, genç çift Josh ve Renai’nin, üç çocuklarıyla birlikte yeni bir eve taşınmasıyla başlıyor.
Evde yaşanan tuhaf olaylar, Renai’ye evin hayaletli olduğunu düşündürür ve genç kadın kocasını taşınmaya zorlar. Bu sırada oğulları Dalton doktorların anlam veremediği bir komaya girer; tüm vücut fonksiyonları yerinde olmasına rağmen uyanamamaktadır.
Aile yeni evlerine taşınmasına rağmen olaylar devam etmektedir; gece gündüz eşyalar yer değiştirmekte, kapılar açılıp kapanmakta ve etrafta tuhaf sesler duyulmaktadır. Josh, bu olanlara inanmasa da karısının ve annesinin eve medyum çağırmasına izin verir. O andan sonra olanlar ise en çok kendisini şaşırtacaktır.
Esaretin Bedeli, Andy ve Red isimli iki mahkumun parmaklıklar ardında kurdukları dünyanın hikayesini anlatıyor. Andy Dufresne, genç ve başarılı bir bankerdir. Karısını ve karısının sevgilisini öldürmek suçundan yargılanır ve ömür boyu hapis cezası alır. Shawsank Hapishanesi’nde dayak, işkence, tecavüz, her türlü durum yaşanmaktadır fakat Andy gene de hayata bağlı ve iyimserdir.
Bu tutumu etrafındakileri de etkiler. Andy umutlu bakış açısıyla çevresindeki tüm mahkumları, parmaklıklar arkasında bile özgür bir yaşam olabileceğine inandırır. Andy’nin bu çabalarına ortak olacak bir arkadaşı da olacaktır: Red.Bir Stephen King uyarlaması olan filmde Morgan Freeman ve Tim Robbins başrolde. Film, 1995’te, aralarında en iyi film adaylığı da olmak üzere tam 7 dalda Oscar’a aday gösterildi.
Karayip Korsanları: Siyah İnci’nin Laneti, genç bir kızı kurtarmaya çalışan korsan Jack Sparrow ile demirci Will Turner’ın maceralarını anlatıyor. Yerel vali Weatherby Swann’ın 12 yaşındaki kızı Elizabeth, Jamaica’ya yaptığı deniz yolculuğu esnasında bir gemi enkazıyla karşılaşırlar. Bu enkazdan kurtulabilen tek kişi küçük Will’dır.
Elizabeth küçük çocuğun boynundaki altın madalyondan onun bir korsan olduğunu anlar, bu yüzden madalyonu alarak saklar. Yıllar sonra Elizabeth, azılı bir korsan olan Barbossa tarafından kaçırılır. Çılgın ve iyi yürekli bir korsan olan Jack Sparrow ise Elizabeth’in çocukluk arkadaşı Will Turner’la bir olur ve kızı kurtarmaya çalışırlar. Ancak bu gizemli madalyon hayalet gemiyi harete geçirerek gizemli incinin lanetini canlandıracaktır.
0
0
0
0