
Estetik için meme içine dolgu maddesi kullanılması zarar veriyor.
Günümüzde giderek daha fazla kadın meme estetiği ameliyatı nedeniyle ameliyat masasına yatıyor.
Antik çağlardan bu yana kadında güzelliğin ve anneliğin simgesi olarak görülen memede yaşanan sorunların her geçen gün gelişen ameliyat teknikleri sayesinde rahatlıkla ortadan kaldırılabildiğini anlatan Acıbadem Ankara Hastanesi Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Dr. Çiğdem Demiroğlu Yakut, “Ancak meme operasyonlarının ciddi birer ameliyat olduğunu bilmek gerekir” diyor.
Uluslararası Estetik Plastik Cerrahi Derneği’nin verilerine göre estetik amacıyla yaptırılan cerrahi operasyonların en başında meme büyütme ameliyatları yer alıyor.
Bu ameliyatların sayısının 2018 yılında dünya genelinde bir milyon 862 bin 506’ya ulaştığını belirten Dr. Çiğdem Demioğlu Yakut, “Kadınlar çeşitli nedenlerden dolayı meme büyütme, küçültme ya da dikleştirme operasyonları için estetik cerrahların kapısını çalıyor” diyor.
Meme ameliyatlarının nedeni her zaman için sadece estetik kaygı olmuyor.
Birçok kadın da görülen meme büyüklüğü nedeniyle sırt, boyun ve bel ağrısı, duruş bozukluğu, meme altı pişikleri ve mantar enfeksiyonları ile nefes darlığı gibi sağlık sorunları da yaşıyor.
Kadınların ayrıyeten kıyafet bulamama, kilolu olmadığı halde öyle görülme nedeniyle psikolojik olarak da olumsuz etkilendiğini kaydeden Dr. Çiğdem Demiroğlu Yakut, “Bu durumda da kadınların vücutlarına uygun oranlarla yapılması sayesinde fiziksel ve psikolojik olarak rahatlığa ulaşmaları mümkün oluyor” diye konuşuyor.
Doğum, emzirme ya da sık sık fazla kilo alıp verme durumları memelerin formunun bozulmasına yol açabiliyor.
Doğum ve emzirme sürecindeki hormonal etkiler nedeniyle meme dokusunun büyüdüğünü ve derinin de buna bağlı genişlediğini belirten Dr. Çiğdem Demioğlu Yakut, şöyle devam ediyor:
“Emzirme süreci bitip hormon etkisi ortadan kalkınca meme dokusu, tekrar küçülür ancak derisinin elastikiyet kabiliyeti yeterli olmadığı için deri adapte olamaz. Sonuç olarak sarkık bir meme görünümüne neden olur. Bu durumda sarkan meme başı ve meme dokusunun eski yerine taşınıp, fazla derinin çıkarılarak bu organa tekrar dik ve dolgun bir görünümün kazandırılması mümkün oluyor. Eğer gerekirse silikon protezlerle de destekleniyor. Tüm bu ameliyatların alanında uzman ve ehil ellerde yapılması başarıyı artırıyor.”
Ergenlik döneminde meme gelişiminde sorun olan genç kadınların, estetik operasyon yaptırmak istediklerini söylüyorlar.
Dr. Çiğdem Demiroğlu Yakut sözlerine şöyle ekliyor:
“Genellikle 20’li 30’lu yaşlardaki genç kadınlara yönelik estetik meme operasyonlarında kullandığımız altın standart, silikon meme protezi. Hastanın muayenesinde, göğüs kafesi genişliğine, mevcut meme hacmine, boyuna, deri esnekliğine ve tabii ki de arzuladığı görünüme göre vücut yapısına uygun olan protez seçimi yapılıyor. Protez, memenin alt kıvrımından yapılan yaklaşık 4-5 cm’lik bir kesiden yerleştiriliyor. Bu kesinin en büyük avantajı, ameliyat esnasında meme dokusunu hiç görmeden protezi yerleştirmemizi sağlamasıdır. Silikon protezler ister kas altına ister kas üstüne yerleştirilsin her koşulda meme dokusu ile herhangi bir ilişkisi yoktur. Bu nedenle ilerleyen dönemde kadınların bebeğini emzirmesine engel değildir.”
Meme estetiği söz konusu olunca “ameliyatsız” olarak tanıtılan, öne sürülen dolgu yöntemleri de sıklıkla gündeme geliyor.
Ancak Dr. Çiğdem Demiroğlu Yakut’un bu konuda önemli uyarıları da var:
“Memenin içine dolgu enjekte edilmesi, kesinlikle hiç önermediğimiz bir yöntem. Çünkü meme dokusu içerisine enjekte edilen yabancı maddeler, geç dönemde reaksiyona neden olup apseleşme, akıntı, enfeksiyon gibi çok ciddi, tedavisi zor ve geri dönüşümsüz problemlere yol açabiliyor.”
Bilgi İçin: MAG PR- Dilara YURTSEVEN İletişim: 0542 214 06 06- daydogdu@magmedya.com.tr