
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin 1. Olağan Yozgat İl Kongresinde konuştu. Babacan’ın gündeminde dış politikadaki eksen tartışmaları, hukuk reformu ve pandemi döneminde uygulanan iktisat politikaları vardı. Babacan şu ifadeleri kullandı:
Yıllarca ekonomiyi yönetmiş bir kardeşiniz olarak söylüyorum. Pandemi döneminde minik işletmelerin vergi, stopaj ve SGK prim ödemeleri hemen ertelenmelidir. Ödemeler, pandeminin tesiri geçince uzun vadeye yayılmalıdır. Kredi borçları, minimum 1 sene ödemesiz olarak, uzun vadeye yayılmalıdır. Ötelenen bu borçlardan ne olursa olsun ürem alınmamalıdır. Ancak uzun vadeli ve sıfır faizli yapılandırma esnafımızı rahatlatır. Esnafımıza hemen kira desteği sağlanmalıdır.
Ekonomiyi dibe batırdıklarını anlamaya başlayınca Avrupa Birliği’nden laf etmeye başladılar. Pabuç pahalı. Senelerce “Ey Batı” diye diye ülkeyi içe kapattılar. Avrupa Birliği’ne “bizler yolumuza, sen yoluna” diye meydan okuyup durdular. Sanki senelerdir Avrupa kini icra eden başkalarıymış gibi, Cumhurbaşkanı birden ani bir dönemeç aldı, U dönüşü yaptı. Nihayetinde bu mevzuda da bizim lafımıza geliyorlar. Türkiye’nin lafının enerjisini artırın, sorunlarımızı diplomasiyle çözün deyip durduk. Kopya çekiyorlar diyoruz ya. Lafta kopyaya devam fakat icraatta bir şey göremedik.
Maşallah, o denli süratli bir U dönüşü ki bu, yetişebilene aşk olsun. Düne kadar hasım duyuru ettiğinize birden dönerek sarılmaya çalışıyorsunuz. Sayın Erdoğan, birazcık yavaş. Sizin peşinizde kucak kucak taraftar gazeteci, bol miktarda troll, pelikan melikan muhtelif kuş sürüleri de var. Böyle süratli manevra yaptığınızda virajı alamayıp kaza yapıyorlar.
Ekonomideki, dış politikadaki, emniyet politikalarındaki yanlışların bu millete ödettiği bedelle alakalı bir izahat borcunuz var. Bu büyük ülke, sizin tecrübe etme tahtanız değildir. Ekonomide dene yanıl, dış politikada dene yanıl, emniyet politikalarında dene yanıl. Bu yanlışlarınızın maliyeti mevzusunda asla izahat yapmayacak mısınız?
Beş adım geri, bir adım ileri atarak yürümeye başladılar. “İnsan Hakları Eylem Planı” hazırlığı yaptıklarını söylüyorlar. İnsan hakları konularını “ekonomik yaşamın paydaşlarıyla” tartışacaklarmış. İnsan hakları ihlalleri, ekonomik aktörlerle konuşularak çözülecek bir sıkıntı değil. Bu ülkenin petrol kaynakları, naturel gaz kaynakları olsa ve ekonomiyi hazırı satarak, parasını yiyip dağıtarak yönetseler, akıllarına insan hakları gelmeyecek.
Mülkiyet hakkının korunmasını, kontrat serbestisini vaat ediyorlar. Uyan da balığa gidelim. Mülkiyet hakkı 800 sene ilkin yazılan insan hakları belgelerinde yer alıyor, yeni mi keşfettiniz? Buradaki niyet insan hakları falan değil. Ekonomiyi yönetim etmeye kafi gelecek ve kendilerince yatırımcıları kandıracak kadar insan hakkı. Ziya Paşa’nın dizeleriyle soralım; “Sen herkesi kör, alemi sersem mi sanırsın?”.
Hukuk reformunda samimiyseniz, hakimlere ve savcılara “Size gelen hiç bir pusulaya, talimata nazaran hareket etmeyin. Aracıların tehdit ve teşviklerine kulak asmayın. Evrensel hukuk kurallarına uyun, Anayasaya bağlı hissedin, yasalara uyun, vatandaşın hakkını devlete karşı da koruyun, vicdanınız huzurlu olsun” diyeceksiniz. “Benden de size artık bir direktif gelmeyecek, huzurlu olun” diyeceksiniz.
Sonra da bütün hakim ve savcılarımızın telefon numalarını rehberinizden sileceksiniz ki huyunuz depreştiğinde yine arayıp “şunu tutukla, şunu bırak” diyemeyin.
Türkiye’nin değişik renkleri partimizin çatısı altında bir araya gelmeye başladı. Aylardır teşkilatlanıyoruz. Ne görüyoruz, biliyor musunuz? Tünelin sonundaki ışığı görüyoruz.
Hiç merak etmeyin, bu hükûmet miadını doldurdu. İktidar partisine gönül vermiş dostlarımız da asla merak etmesin, artık DEVA Partisi var. Dönülmez akşamın ufkundayız. Emaneti teslim almanın hazırlığındayız.